Yerel Basın

Yerel Basın
Reklam
Bu Haberi Paylaş:

Hedef şaşırtmadaki başarısını belediye başkanlığı görevinde gösteremeyen Özcan Işıklar, ortaya atılan bir belgesel olayı ile gazetecileri birbirlerine düşürdüğü konusu geçen haftanın polemiği oldu.

Provokatörlerin de olaya karışmasıyla hal içinden çıkılamayacak gibi gözükse de en azından ortada gazeteciyim diye gezenlerin ne tarafta ve ne durumda oldukları iyice netleşti.

Gazetecilerin olduğu ortamda karşı karşıya gelen iki tarafın birbirlerine söyledikleri her ne kadar yakışmıyorsa da, en azından bazı yayın sahiplerinin öncelik sırasının haber yapmak değil de para kazanmak olduğu da meydana çıkmış oldu.

Aramızda herhalde gazeteciliği öncelikli olarak ticaret olarak görenler var.
Kısaca bu zihniyetle gazetecilik yapanlar öncelikli olarak para kazanmayı hedefliyorlarmış.
Tabiî ki gazeteciliği kimse babasının hayrına yapmayacaktır.
Para da kazanacaktır.
Ancak gazetecilikte bazı önceliklerin olduğu unutulmamalıdır.
Nedir bunlar?
Halkın haber alma özgürlüğü…
Ama halkın doğru haber alma özgürlüğü…
Basının özgürlüğü yasa ile sağlanmıştır.
Yasa diyor ki Basın özgürdür.
Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.
Özgürce yani bağımlı değil, parayla değil, şantajla değil, menfaat, çıkar için değil
Bunlardan bahsederken basın sadece haber yapsın para kazanmasın demiyorum.
Kazanacak tabi,
Ama bileğinin hakkıyla,
Yazacak babalar gibi haberini, sattıracak gazetesini, dergisini , web sitesini
Öyle şeyler yazacak ki okutacak dergisini, gazetesini,
Dördüncü kuvvet olduğunu gösterecek.
Ona buna yalakalık, dalkavuk yaparak, çıkar ilişkilerine girerek, herkese eşit mesafedeyim palavralarıyla,
Ya da haber şantajıyla para kazanmaya çalışmayacak.

Peki, böyle mi oluyor mu? Diye soracaksınız.
Bazı uyanıklarca başka bir şekilde de oluyor.
Kuruyorsun bir internet sitesi,
Başlıyorsun sağdan soldan gelen bültenleri,
Üstelik okumadan kopyala-yapıştır yayınlamaya,
Sonra alıyorsun onun bunun parasıyla bir fotoğraf makinesi,
Çıkıyorsun ortaya ben gazeteciyim diye…
Haber yazmayı bilmek hak getire,
Nasılsa haber hazır mailine geliyor hem de fotoğraflarıyla,
Araştırma yapmak yok,
Soruşturma yapmak yok,
Röportaj yayınlamak yok,
Yayınlıyorsun yamandığın kurumların servis edilen vıcık vıcık reklam haberlerini,
Sonra kes faturayı gelsin paracıklar…
İşte bu da maalesef başka bir tür gazeteciliğin adı oluyor.

Geçtiğimiz pazartesi, Özcan Işıklar, Muhtarlar Derneğini ziyaret etti.
Kimileri “Işıklar Muhtarları dinledi” diye belediye basın memurundan hazır gelen haberi yayınlayıverdi.
İşte yerel basın haberciliği bu kadar.
Ama asıl haber bu değil,
Çünkü bu haberi yayınlayanların çoğunun orada muhabirleri bile yoktu.
Asıl haber, bazı muhtarların Özcan Işıklar’a demediklerini bırakmadığıydı.
Yani haberci diliyle “insan köpeği ısırmıştı”
Ayrıca Özcan Işıklar orada öyle bir gaf yaptı ki
Makamına gelen vatandaşlara ısmarladığı çayın hesabını yaparak, az vergi verenleri küçümseyen bir konuşma yaptı.
Hangi yerel basın bunu yazdı?
Biz hariç hiç biri…
İşte fark burada
Orada olsalar da yazmazlar, yazamazlar…
Peki, Özcan Işıklar’ı çok sevdiklerinden dolayı mı yazmadılar acaba?

Bakın yerel basın web sitelerine, gazetelerine
Alınan reklamları ufaktan bir hesaplayın kaç para eder.
O reklamlardan kazanılan paralarla nasıl böyle lüks hayatlar yaşanır?
Bir düşünün, anlayacaksınız.
Değirmenin suyu nereden geliyor.

Şimdi seçimler de yaklaşıyor.
Bakın görecekseniz Silivri’de kaç tane yeni gazete çıkacak.
Bunların adı da “seçim gazetesi”
Hemen hepsi seçim sonrasında kaybolacak.
Neden mi?
Çünkü paralar seçim de kazanılmaya çalışılacak.

Bu Haberi Paylaş:
Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ