Menfaatçilerle kim nasıl iş yapar?

Menfaatçilerle kim nasıl iş yapar?
Reklam
Bu Haberi Paylaş:

Özgür ve tarafsız basına karşı taktik değiştirerek kalemşör kullanmaya başlayan Özcan Işıklar, kendisini eleştiriyoruz diye şimdi de bana yöneldi.

 

 

Hesapta belden aşağı vurduracak, korkutacak, sesimizi kesecek.

Bu güne kadar doğru düzgün yapamadığı çalışmaları, başarısızlıklarını yazdığımız ve yanlış bulduğumuz hizmetlerini eleştirdiğimiz Özcan Işıklara bizde belden aşağı vurunca mı kafasına dank edecek bazı şeyler?

Anlaşılan o ki gerekirse onu da yapacağız.

 

Yazımda söz konusu iki şahıs da Silivri’ye zararlı insanlar olduklarından dolayı bu köşe yazısı biraz uzun bir yazı olacak.

Verdiğim rahatsızlıktan dolayı, önce kamuoyundan özür dilerim.

 

Kendisini eleştiren basına karşı antidemokratik davranışlar içinde olan Özcan Işıklar’ın kalemşörüne cevap bile vermeye gerek duymuyorum.

O zavallı kendini bitirmiş zaten.

Bazı olaylarına ve tutarsız davranışlarına bile değinmeye değmez ama burada mecburen yer vereceğim.

Hani kendisinin yazdığı ama bilmediği gazetecilik mesleğinin ruhuna ihanet etmemek için.

Yerel medyada bir oto kontrol mekanizması oluşması, birbirimizi denetlemeliyiz diye yazacağım.

 

Sözüm Özcan’a;

Çünkü böyle şahıslara prim vererek ve onları kullanarak başarılı olacağını zannetmesinin boş bir düşünceden ibaret olduğunu söylemek istiyorum.

Bana attırdığı sözde iftiraları için buradan savunma bile yapmaya gerek duymuyorum.

Çünkü gerçeklerin öyle olmadığını Özcan’ın kendisi benden daha iyi biliyor.

Yahu bir belediye başkanının bilgisi olmadan ben nasıl takvim yapar, sözde kazıklarım.

Belediyeye bir iş yapılırsa önceden pazarlığı, anlaşması yapılmaz mı?

Yoksa bütün belediye işleri Özcan’dan böyle habersiz mi yürütülüyor?

Başkalarına da böyle konuşup pazarlık etmeden, anlaşmadan mı iş veriliyor?

 

Ematek’e de 350 milyarlık işi böyle anlaşmadan mı verdin Özcan?

  1. maddeden, yerel ihale ile

Hani olmayan afet dolayısıyla acil ihale diye göstererek.

Sen önce bunu bir açıklasana,

Sen 29 Mart 2009’da belediye başkanı seçilince hemen kurulan ve iş hayatındaki ilk ihalesini yani 350 Milyarlık işi, tesadüfe bak ki belediye başkanı seçilmenin hemen ardından Silivri Belediyesinden alan Ematek Şirketi ve o zaman ki ortakları, Çorlu belediyesindeyken de işe aldırdığın yakın arkadaşın Atilla Hiçyılmaz ve Emin Dağarslan ne iş yaptı Silivri Belediyesine?

Açıklasana…

Yeni kurulmuş, resmi hiçbir iş yapamamış bir şirkete hangi güvence ile 350 milyarlık işi nasıl verdin?

Daha yeni işe başlayan firmaya nasıl iş tamamlanmadan ödeme yapılıyor?

Açıklasana…

Hamoğlu’na rant sağladığın iddiaları ile rezidansların haberini yaptığımda

Gece yarıları beni arayıp konuştuklarını da hatırlatmak isterim sana…

 

Hazır yeri gelmişken sorayım.

Çok geçmişe girmeyeceğim.

Kumseka, Paksu anlaşmaları başka yazı konusu olsun.

Zamanı gelince belediyenin o zaman bilerek veya bilmeyerek nasıl zarara sokulduğunu da sağlanan rantları da anlatırız.

 

Belediye başkanı seçimlerinde paran olmadığını beraber seçime girdiğin o zaman ki arkadaşların anlatıyor.

Nasıl oluyor da belediye başkanı seçilince ertesinde hemen lüks cip alıyorsun?

O ciple kaza yapınca hemen nasıl aynı modelin sıfırını alıyorsun?

Yetmedi, nasıl oluyor da sonra yepyeni, daha lüks bir cip alıyorsun?

Her yıl o cipi değiştirip yeni modelini nasıl alıyorsun?

Oğlunun ne iş yapıyor?

Kullandığı araba kimin?

Belediye başkan maaşı, yaşadığın lüks hayata nasıl yetiyor?

Bunlara mutlaka bir cevabın vardır senin.

Açıklamanı bekliyorum

Ben sorayım.

Sen istersen kamuoyunu belgeli açıklamalarınla rahatlatırsın.

 

Son zamanlarda kamuoyunda Saral-Onater sitesinden lüks villa aldığın hatta başkan yardımcısı bayanın da aldığı dedikodusu dolaşıyor.

Doğru mu?

Yoksa birileri çamur mu atıyor?

Açıklar mısın?

Aldıysanız, başkan, başkan yardımcısı maaşı ile mi aldınız?

Eğer aldıysanız bu villaları,

Saralların çocukluk arkadaşın, çok sık görüştüğünü söylediğin Onaterlerin şehrin en merkezi yerinde yaptıkları yeni iş merkezi inşaatı ile aynı zamana gelmesi ne aksi bir tesadüf değil mi?

Bak, hemen dedikodusu çıktı.

Ama almadıysanız da bence almalısınız ha…

Bir belediye başkanına ve yardımcısına yakışır lüks villada oturmak, şikâyetimiz yok. Gözümüz yok.

Bizimle görüşmediğin için buradan sormak zorunda kaldık.

Yoksa kastımız, iftira atmak gibi bir düşüncemiz filan da yok.

Çamur atmak gibi bir durumumuz hiç yok.

Kamuoyu merak ediyor, gazeteci olarak kamuoyunu bilgilendirmek adına soruyoruz.

Bir açıklık getirirsin herhalde…

 

Neyse konumuza dönelim.

Bana çamur attırıyorsun ya…

Kazıklamışım belediyeyi sözde “Senden Habersiz”

İş istemişimde vermemişsin diye yazdırıyorsun.

Senden hiç iş istemediğimi çok iyi biliyorsun.

Ama tam aksi sen bana iş teklif etmedin mi?

Sözde şu kitabı yap, bu kitabı bas diye…

Zaten o dönem aynı işleri, o dönem görüştüğün tüm gazetecilere de teklif etmedin mi?

Yeter ki seni eleştirmesinler hepsini ufaktan mamalayıp, kafaya alayım diye mi düşündün?

Madem ben senden iş istiyordum da 3 buçuk yılı geçti.

Şimdiye kadar beni kafalamayı niye başaramadın?

Çünkü herkes satılık değil Özcan Efendi?

Senin vereceğin işlere ise hiç ihtiyacım yok benim.

İşim başımdan aşkın.

Sen, o senin olmayan işleri kapında ki hangi aç kurtlara vereceğini biliyorsun zaten…

 

Şimdi ortada gazeteciyim diye dolaşan

Ona buna bulaşarak prim yapmaya çalışan adamın var ya

Hani daha birkaç ay önce sana yapmadığını bırakmayan,

Sekreterin Merve’ye aldığın hediyeleri haber yapan,

Yurt dışına habersiz bilmem kaç kere çıktığını, havada uçan donları haber yapan,

Yanında çalıştırdığın 5.000 TL brüt maaş verdiğin kızları haber yapan,

Botoks bile yaptırdığını haber yapan,

Her yıl arabanı değiştirdiğini ama anlaşılmasın diye aynı plakayı taktırdığını,

VIP Lüks minibüs aldığını içinde kızlarla dolaştığını haber yapan,

Her fırsatta sana belden aşağı vuran bu şahıs,

Belediye basıldığında halaylar çekip yerel basında haberler yaptırmadı mı?

 

Kaçak telsiz satın alarak belediye hoparlör anonslarına girip,

“Tavuk Ömer, Tavuk Ömer Gıtgıtgıdak”, “Özcan şöyle, Özcan böyle” diye günlerce bas bas bağırmadı mı?

Onun yaptığını bile bile kaç gün hoparlörden anons yapamadınız.

Önlem alamadınız, hiçbir şeyde yapamadınız.

Ama bak ben daha neler biliyorum bu şahıs hakkında,

Benim gibi bilen daha kaç kişi var bu olaylara şahit.

Çok zıplıyor ya bu aralar,

Ama çekirge bir sıçrar, iki sıçrar…

 

Ana avrat küfürleştiğin,

Sinkaflı mesajlar attığın,

Bu psikolojisi tartışılır adamla,

Söylesene nasıl oldu da kanka oldunuz birden?

 

Söylesene…

Nasıl oluyor da bu kişiye prim veriyorsun?

Hadi o yaptıklarından utanmıyor, sen utanmıyor musun bu adamı yanında taşımaya? Bir belediye başkanına yakışıyor mu bunca lafı, hakareti yediği adamla kol kola gezmek?

Tanımasam seni karakteri bozuldu diyeceğim ama o kadar da değil diyorum.

 

Sende biliyorsun ki bu adam daha düne kadar.

Senden “Rüşvetten pay istiyorum”, “Rütbe istiyorum” diyerek sana neler yaptı.

Utanmadan, bir de belediye başkan yardımcısı olmak için de dayatmadı mı?

Her ortamda Özcan bana rütbe, makam ve pay verene kadar saldıracağım diye iyice gemiyi azıya alan bu şahıs sonra birden 180 derece dönerek neden yanında gezmeye başladı?

İnternet sitesinden aleyhinde olan tüm yazıları neden birden sildi?

Yerine neden Özcan Işıklar’ı yani seni öven yazılar yazmaya başladı?

 

Bu otokontrol, dürüstlük ve meslek ruhundan bahseden şahıs,

Hiç parası yokken ve kredi kartı borcunu bile annesinin maaşı ile öderken,

Kullandığı fotoğraf makinesi kırılınca tamir ettirmeye parası olmayıp başkasından destek alarak yaptırtırken,

Hangi parayla birdenbire ofis tuttu?

Nereden kazandığı paraya içini dayadı, döşedi?

Değirmenin suyu nereden geliyor?

Kimse anlamadı mı sanıyorsun?

 

Bu şahıs ben şöyle dürüst gazeteciyim, böyle dürüst gazeteciyim diye ortaya çıkıp şimdi de başka gazetecilere sataşmaya da başladı.

Hem de bel altından, özel hayatlarına girerek.

Sakın haberim yok deme inandıramazsın.

Şimdi bizde onun özel hayatını mı yazalım?

Doğru mudur bu Özcan?

Doğru değilse neden bu adam senin yanında geziyor?

 

Dergisini ve diğer gazetecileri kullanarak sürekli yazarak sana saldırmadı mı?

Saldırmadı mı? diyorum bak eleştirdi demiyorum.

Çünkü sen demiyor muydun “Sırf bana küfretmek için dergi çıkarıyor” diye

Şimdi bunları unutmanızın ve samimiyetinizin sebebi Silivri aşkı mı?

 

Geçmiş dergilerine bak.

Biraz araştır, sana karşı kullandıklarının kimler olduğunu bulursun.

Bu işi sırf sana yaklaşmak sırf senden menfaat sağlamak için yapmadı mı?

İşte bu şahıs şimdi çıkmış ortaya gazetecilik etiğinden bahsediyor.

 

Dergisi bastırmak için para alamadıklarına da saldırması ise ayrı vaka,

Tıpkı öncesinde sana olduğu gibi…

Mesela bir zamanlar iyi olduğu,

Ama öncesinde barışmak için para istediği ve aldığı Selami Değirmenci ile tekrar neden bozuştu zannediyorsun?

Neden Selami Değirmenci aleyhinde yazılar yazıyor sanıyorsun?

Silivri aşkından mı?

Sarıbekir’i çok sevdiğinden mi dergisinin ilk sayısına kapak yaptı?

Daha niceleri var.

 

Piyasada sözde gazeteciyim diye gezen bu şahıs hakkında herkes aslında nasıl kendisini bitirdiğini söylüyor.

Başka birinin yüzüne söyleseler Silivri’de durmaz

Ama nerede onda o yüz.

Ancak sırıta sırıta geziyor senin yanında…

 

Bu kişiyi yanıma alarak akıllıca bertaraf ettim diye düşünüyorsan yanılırsın.

Tıpkı Hüseyin Turan ve Metin Karakaş’ın yanıldıkları gibi…

Onlarda senin gibi düşünüp yanlarına almışlardı ve yanıldılar.

Sonunda ne oldu?

Onlarla can düşmanı oldu.

Ya da “ne güzel gazetecileri bu şekilde birbirine düşürdüm” zannediyorsan.

Bu kabak sonunda sana patlar.

Haberin olsun.

 

Uzun zaman önce anladım ki bu şahıs gazeteci falan değil.

Bir zamanlar sağda solda Kaan Göktaş için kendisinin taklidi olduğunu söylüyordu.

Kaan’ın bir maaşa kendini sattığını söylüyordu.

Ama zamanla gördük ki Kaan’ın tırnağı bile olamazmış bu şahıs,

Habercilikten anlamaz, yayıncılıktan anlamaz, yazarlıktan anlamaz.

Reklamdan anlamaz, baskıdan anlamaz, grafikten anlamaz.

Olsa olsa sadece Kaan’ın kötü bir taklididir bana göre…

Hukukun boşluklarından faydalanarak, sataşma köşe yazıları yazmakla bu işler olmuyor.

Başkalarının omzuna basarak,

Başkalarını kullanıp,

Onlara işine gelen haber yaptırıp ortada gazeteciyim diye geçinmekle de bu işler olmuyor.

 

Bu şahsın yanında dolaşan,

Onunla beraber gezen basın mensuplarını da bana düşmez ama yine de büyükleri olarak uyarıyorum.

Kendinizi kullandırmayın,

Kendinizi kullandırıp bu şahsa prim yaptırmayın.

Biraz dikkat ederseniz sizleri menfaatleri için nasıl kullandığını göreceksiniz.

Uzak durmanızda fayda var.

Sözde gazetecilik ahlakından bahseden bu şahsa bir bakın

6 ay önce Özcan Işıklar için nasıl haber yapıyordu?

Şimdi nasıl haber yapıyor.

6 ay önce kimlerin yanındaydı?

Şimdi kimleri satışa getirip, kimin yanına gitti.

Bir de düşünün ne için gitti?

Söylediği gibi Silivri menfaati için mi?

 

Şimdi bana sataştırılan geçmişte toplumdan dışlanmış ve yıllardır yanımda çalışarak ve sayemde bu ortama girip kendine yer edinmeye çalışan bu şahıs,

Açıklarımızı arayarak iftira haber yapmaya devam etse de…

Biz var olan aynı çizgimizde işimize devam edeceğiz.

 

Gazetecilikte bir ticarettir.

Kafası çalışan ticaretten anlayan biri,

Kimseye yalakalık yapmadan, saldırmadan da para kazanır.

Ama aradaki ince çizgi kendini satmamak, yazılarını ve kalemini satmamaktan geçer.

Yazılarını, kalemini parayla satan biri gazeteci olamaz.

 

Bu yazıdaki bazı konularda bu şahsın adının geçmesi de sadece hakkında bilenen,

Ama aman bana bulaşmasın, benimle uğraşmasın diye yazılmayan, dillendirilmeyen gerçeklerin en azından bir kısmını anlatmak içindi.

Muhatap olmak için değil.

Yoksa onun hakkında yazılacak çok şey var.

Ama biz bundan böyle muhatap almıyoruz, almayacağız da…

Düşünün insanları nasıl sindirmiş ki

Kimse bu şahıs hakkında bildiği gerçekleri bile yazmaya cesaret edemiyor.

Yoksa Silivri’de temiz basından, basının temizliğinden bahsetmesi gereken

Silivri’de ki en son kişi bu şahıstır.

 

Son olarak,

Dün bir siyasetçi, bir gazeteciye ana avrat küfür ettiyse

Bu gün de o küfrü yalayıp yutup, sindirip ve hazmedip menfaat için işbirliği içinde olana gazeteci denmediğini,

Ne dendiğini herkes iyi bilmektedir.

 

Bu Haberi Paylaş:
Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ