“Gösteririm ben o gazetecilere günlerini!”

“Gösteririm ben o gazetecilere günlerini!”
Reklam
Bu Haberi Paylaş:

İlk Türkçe gazetenin yayınlanmasının üzerinden 189 yıl geçti.
2019’da 100’den fazla günlük yerel gazete, yayın hayatına son verdi.
Türkiye genelinde son 13 ayda uydu üzerinden yayın yapan 215 televizyon kanalı kapandı.
2019’un ilk on bir ayında RTÜK’ten, 121 program durdurma 1.086 para cezası 98 yayın yasağı 59 yayın lisansı iptali kararı alındı.
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında, 2002’de 99. Sırada olan Türkiye 2019’da 157. sıraya geriledi.
Son bir buçuk yılda 8 gazeteci fiziki saldırıya uğramış, saldırganlar cezasız kalmıştır
Başka istatistik bilgileri de var.
Dünyada en fazla gazetecisini hapseden üç ülkeden biri olmamız var mesela,
Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 144 gazeteci demir parmaklıklar arkasında tutuluyor.
***
Gazeteciler haber vermek, halkı bilgilendirmek gibi bir misyon üslenmişlerdir.
Tabi bunun yanında yapılan yanlışları ve haksızlıkları da eleştirmek gibi bir görevleri de vardır.
Bir de alınan tehditler var.
İyi yazarlar satılmış gazeteci olur,
Eleştirirler taraflı gazeteci olurlar.
Yetmez,
Gazetecileri ilan reklam vermemekle tehdit ederler.
Yetmez,
Gününün gösterilmesiyle ilgili tehditler de savrulur.
Gazeteciler kimseye yaranamaz yani,
Zaten yaranmak gibi bir çabaları da yoktur.
***
Yine bir “10 Ocak Gazeteciler Günü” geldi çattı.
(Son 17 yılda büyük bir çöküş yaşayan, “yandaş medya” adı altında literatüre geçen medyayı aşağıdaki yazımın dışında tutuyorum.)
Şimdi buradan itibaren yazım kendi söküğünü dikemeyen terzilere,
Yani biz gazetecilere.
Gazetecilik her dönemde zor meslek olmuştur.
Türkiye medyasının onurlu köklü bir geçmişi büyük bir birikimi vardır.
Ama en onurlu günlerini ise “Çay-Simit Gazeteciliği” denilen döneminde yaşadı.
Gazeteciler o dönem o kadar düşük maaşlarla çalışıyorlardı ki, karınlarını ancak çay ve simitle doyuruyorlardı.
Ama çay-simit ve gazeteciliği onurlu yapmalarına hiç engel olmuyordu.
O dönem akşamları Cağaloğlu’nda sıcak simit ile beraber sayfa bağlamak için pikaj masaları başında telaşlı zamanlar yaşanırdı.
İşte o onurlu gazetecilik zamanların birinde yani 10 Ocak 1961 de, döneme ait bir gazeteci direniş günü oldu.
Babıali’deki dokuz gazete patronu, gazetecilerin yeni özlük haklarını sağlayan 212 Sayılı iş kanununu protesto için gazetelerini yayınlamadılar.
Ama bilin bakalım ne oldu?
O dönem Gazetecilerinin hepsi hakiki gazeteciydi.
Bu gazeteciler birlik olup “Basın” isimli bir gazete çıkardılar.
İstanbulluları habersiz bırakmadılar.
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi bile o zaman Sirkeci’de elleriyle gazete dağıttı.
Yazının başında yazdığım o bilgeleri, 10 Ocak 1961 direniş ruhu ile karşılaştırınca da birdenbire makam mevki sahibi ola bazı kişilerin işine gelmeyen haberleri yaptığımızda hep o söyledikleri laf geliyor aklıma;

“Gösteririm ben o gazetecilere günlerini!”

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun…

Bu Haberi Paylaş:
Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ