İBB Genel Sekreter Yardımcısı’ndan Marmara depremi yorumu: ‘Milli güvenlik sorunu’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, Kahramanmaraş felaketinin ardından deprem önlemlerinin yeniden gündeme geldiği tüm Türkiye’de en riskli bölgelerden birinin yaklaşık 25 milyon kişiyi barındıran Marmara Bölgesi olduğunu belirterek, burada beklenen depremin bir milli güvenlik sorunu olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Tüm kurumların, hazırlıklarını bu açıdan ele alması gerektiğini belirten Gökçe, İBB olarak İnşaat Mühendisleri Odası’nın da desteğiyle bina kontrollerinden altyapı çalışmalarına kadar çalışmaları hızlandırdıklarını söyledi. Gökçe, deprem hazırlıkları için finansman konusunda ise, İBB olarak bütçenin tümünü gözden geçirmekte olduklarını ve öncelik değişikliğine gidileceğini ifade etti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından dikkatler uzun yıllardır bilim adamlarının uyardığı Marmara depreminde çevrildi. TÜİK verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli Balıkesir, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Düzce ve Yalova’nın 2021’de 2 trilyon olan TL gayrisafi yurt içi hasıla payı yüzde 41 seviyesinde bulunuyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yarın İstanbul depremi hazırlıkları ile ilgili bir basın açıklaması yapması bekleniyor.

‘ÜLKENİN YIKIMINA YOL AÇACAK ÇOK AĞIR SONUÇLAR’

Reuters ile yaptığı söyleşide, İstanbul için beklenen depremin sadece “İstanbul” değil “Marmara” olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Gökçe, “Çanakkale’den, Tekirdağ’dan İstanbul’a, Kocaeli’ye, Yalova’ya Balıkesir’e kadar en az 25 milyonluk bir nüfusu etkiliyor” dedi ve ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının ve katma değerinin çok büyük bir kesiminin bu bölgede üretildiğine dikkat çekti.

Popüler

Kaymakam ve Belediye Başkanı koltuklarını devretti.

Gökçe, “Endüstriyel merkez burası. Burada bu şiddette bir yıkım ülkenin yıkımına gidebilecek çok daha ağır sonuçlar doğurabilir. Yani İstanbul Marmara Denizi’nde olabilecek bu şiddette bir deprem milli güvenlik sorunudur. Dolayısıyla devletimiz bunu bir milli güvenlik sorunu olarak görüp seferberlik halinde buraya kaynak ve öncelik aktarmalıdır” dedi.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da geçen hafta yaptığı açıklamada, İstanbul’un tedarik zincirlerinden finansa kadar ülkedeki tüm süreçlerin merkezinde olduğuna işaret ederek, İstanbul’da öngörülen 7,5 büyüklüğündeki olası bir depremin milli gelirin yarısına etki edeceğine dikkat çekmişti. Bahçıvan, kentteki sanayi tesislerinin depreme dayanıklılık durumunu ortaya çıkaracak bir envanter çalışmasına acilen ihtiyaç olduğunu söylemişti.

‘5-6 YILDA YAPMAK ZORUNDAYIZ’

İstanbul depreminin, İstanbul Belediyesi’nin ya da herhangi bir bakanlık ve kurumun tek başına altından kalkabileceği bir şey olmadığını söyleyen Gökçe, “Yirmi beş yıldır sistematik olarak yapıla yapıla gelse birçok şey daha ileri gidermiş. Ama öncelik sıralaması doğru yere koyulup ilk düğme doğru yüklenmediği için buraya gelinememiş” dedi ve ekledi:

“Şimdi önümüze bakmamız lazım ve bunu tüm kurumlarımızın, devletimizin tüm kurumlarının seferberliğiyle vatandaşımızın sahiplenmesiyle yeri geldiğinde özendiren, yeri geldiğinde kaçındıran politikalarla dönüştürmek zorundayız ve bunu önümüzdeki beş altı yıl içerisinde yapmak zorundayız.”

KANAL İSTANBUL UYARISI

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi ile ilgili 2012 yılında yayınlanan kanuna göre, “rezerv” alanların dezavantajlı yerlerin taşınması için kullanılması gerektiğini söyleyen Gökce, bu alanların rant amacıyla kullanımının kentsel dönüşümde de aksaklıklara yol açtığını söyledi.

Gökce, ayrıca iktidarın önemli prjolerinden biri olan Kanal İstanbul proje alanının da afet riski için bir rezerv alan olmasına rağmen amacın dışına çıkarıldığını kaydederek, bunun gündeme gelmemesi gereken bir proje olduğunu vurguladı.

Gökçe, İstanbul’daki rezerv alan ilan edilen yerlerin çok büyük bir bölümüyle riskli alanların çakışmadığını belirterek, “Yani 20-25 yıldır elimizdeki planların bizi getirdiği şey esasında bunları dönüştürmek anlamında bir çerçeve olmalıydı. Ama biz onları dönüştürmek üstünden değil, yeni alanları imara açmak, yeni alanlar yahut rezerv alan ile bedava kamu arazisinin ikinci, üçüncü konuta dönüştürmek üstünden kullandık. Onu da birileri yatırım aracı haline getirdi” diye konuştu.

ALTYAPI HAZIRLIKLARI

Depreme ilişkin hazırlıkların sadece yapı ölçeğindeki işlerden oluşmadığını kaydeden Gökçe, altyapı çalışmalarının, gaz güvenliği, su kanalları, ulaşım gibi sorunların tespit ve çözümünün önemine değindi.

İstanbul’da su altyapısı için Prof. Naci Görür’ün danışmanlığında su borularının sağlamlaştırılması çalışması analizi yapıldığını belirten Gökçe, ayrıca ikincil afetlerden doğalgazın önemli olduğunu vurgulayarak, “İGDAŞ bir erken uyarı sistemi kurmuş vaziyette. Marmara Denizi içerisinde. Yani bir deprem uyarısı alındığında İGDAŞ şu anda gazın tamamını kesebilir durumda” dedi ve İGDAŞ’ın bu erken uyarı sistemiyle Metro AŞ’yi irtibatlandırdıklarını söyledi.

Ancak en önemli altyapının elektrik olduğunu, orada sorun olduğunda diğer önlemlerin zayıf kalacağını belirterek, “İstanbul için bizim de bunun detaylarına ilişkin sürece Enerji Bakanlığımız üstünden bir görevimiz varsa yapmaya talibiz. Bunu teklif ediyoruz” dedi.

BİNA TESPİT BAŞVURUSU 100 BİNİ AŞTI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bina tespiti sayfasının tıkandığını ve 100.000’i aşkın başvuru olduğunu söyleyen Gökçe, “Umarım bir buçuk ay sonra o geçip tekrar vatandaşımız bu sefer bir metrekaresinin hesabını yapar hale gelmesin” dedi.

İstanbul’da sadece bina incelemesi değil, Kiptaş’a yapılan bina dönüştürme başvurusunun da patladığını belirten Gökce, “Vatandaş güvenilir bir liman arıyor… Kaynak geliştirme projeleri başladığından beri vatandaşın mahkum olduğu tek adres esasında müteahhitti” dedi ve bu nedenle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nın İBB’nin iştiraki olan KİPTAŞ’ı devreye soktuğunu söyledi.