Burası Silivri, Unutmaz!

Volkan Yılmaz yerel basınla her toplantısında büyük bir özgüvenle 2024 yerel seçimlerini kazanacağını iddia ediyor.
Bu kazanma iddiasına da örnek olarak “CHP girdiği kaç seçimdir kaybediyor? Eskişehir’de AK Parti genel seçimi kazanıyor Büyükşehir Belediye Başkanlığında Yılmaz Büyükerşen ipi göğüslüyor. Bunu nasıl açıklayacaksınız? Genel seçimlerde kaybeden partinin karşısındaki yerelde seçimi kazanacak anlamı mı çıkıyor!?” diyor.
Bende bu sözleri üzerine Volkan Yılmaz’a yakın tarihten bir örnek vereyim.
Hüseyin Turan…
Belediye Başkanı seçildiğinde arkasında hükümet desteği, İBB desteği ile Silivri’ye alt ve üst yapı yatırımları 5 yıl gibi bir süre içinde yapılmıştı.
Herkes bu yüzden ona Silivri’de belediye seçimini artık kimse kazanamaz diye bakıyordu.
O dönemde Hüseyin Turan’da özgüven sonsuzdu.
Öyleyse Hüseyin Turan neden daha ilk beş yılının sonunda seçimi kaybetti?
Silivri’ye hizmet getirdiği için mi?
Hayır.
Seçimi kaybetme sebebi;
Belediye çalışanları ve yanındaki kişiler hakkındaki yolsuzluk iddiaları, adam kayırmalar, senci bencilik…
En göze çarpanı ise herkese tepeden bakmasıydı.
Hüseyin Turan bir anda kibir abidesi olmuştu.
Demokratiklik hemen hemen hiç yoktu.
Yanına kimse sokulamıyordu.
Keza Özcan Işıklar;
İkinci kez kazanmasıyla özgüveni tavan yapmıştı.
Mütevazi gibi görünüyor ama hiç inandırıcı olamıyordu.
Yolsuzluk iddiaları, kumar iddiaları, sürekli yurtdışı seyahatleri, belediye parasıyla lüks tatiller, yakındaki kişilerin gözle görülür zenginleşmesi, şaibeli, yolsuzluk yapan yakın çalışanlarını gereksiz yere savunması, hepsi yapılan hizmetlerin önüne geçmiştir.
İkisinin de Yerel basına karşı yaptıklarına, iftira ve karalama ile tehditlerine girmek istemiyorum ki o da asıl kaybetme sebeplerindendi.
Yani Volkan Yılmaz, Silivri’de ve Dünyada tarih daima tekerrür ediyor.
Volkan Yılmaz şahıs olarak iyi olabilir ama onunda etrafı dışarıdan öyle gözükmüyor.
Hele şu son yolsuzluk iddiaları, kesilmeyen fişlerin akıbeti ve Volkan Yılmaz’ın “Susmam asaletimdendir” bahanesi ile personelini savunma pozisyonu tam bir fiyaskodur.
Fiyaskodan öte işlenen suça göz yummaktır.
Kimse belediye başkanlığına atanmadı, halk oy vererek seçti.
Belediye başkanı vatandaşın tek kuruş hakkını korumak ve savunmak durumundadır.
Bu gibi durumda yapılması gereken haklılarsa ya çıkacaksın aslanlar gibi personelini savunacaksın,
Ya da suçlularsa bu personel için gereken yasal işlemi yapacaksın.
Yapacaksın ki halkta seni alkışlasın.
Yok ben bu olayı gizli saklı hallederim diyorsan o zaman da bu şaibeli durum senin üzerine yapışır.
Kamuoyu, bu yolsuzluk iddiaları açıklığa kavuşmadıkça konuşacaktır.
Konuştukça iddialar daha da büyüyecektir.
Yok öyle “Önce lafa bakıyoruz laf mı diye, bir de lafı söyleyene bakıyoruz adam mı diye!” diye olayın üstünü siyasetle kapama çabalarına,
Elindeki delillerle iddiayı ortaya atan kim olursa olsun açıklama yapmamak için bahane üretmeyeceksin.
Kamuoyu gerçekçi bir açıklama bekliyor.
Böyle bir yolsuzluk olayları varsa çıkıp açıklayıp gereken yapılmalıdır.
Yok olaylar gerçek değil düzmeceyse de bunu yapanlar, yazanlar cezalarını yasal olarak çekmelidir.
Kamuoyunun Volkan Yılmaz’dan beklentisi bu yöndedir.
Bu yolsuzluk olayını açığa çıkarmak Volkan Yılmaz’ın kamuoyuna boynunun borcudur.
Bu durum asfalt yapmaktan, festival yapmaktan, hizmet yapmaktan daha önceliklidir.
İstediğin kadar hizmet yap, istediğin kadar reklam yap paylaş,
İstediğin kadar kaçak yapı yapan yardımcını savunmak için yanına al beraber resimler çekilip mesaj vermek için sosyal mecrada paylaş sonuç sıfır olacaktır.
Tıpkı tüm bu yolsuzluk iddialarının hizmetlerin önüne geçip Özcan Işıklar’ın da Hüseyin Turan’ın da seçimlerde başını yediği gibi bir olay yaşamak istemiyorsan,
Bir an önce bu işe el atman gerekiyor.
Gereğini yapmam diyorsan,
Burası Silivri ses çıkarmaz ama sandıkta da yapılan ve yapılmayanı unutmaz, gerekeni yapar.